Bugün Ahmed Arif'in şiirlerinin okunduğu, hayatından enstantanelerin sunulduğu bir şiir dinletisine düştü yolum. Şiirler kitapta durduğu gibi durmuyor yeminle güzel okuyan birisi, güzel atmosfer olunca. Cemal Süreya'dan Edip Cansever'e bir çok idol şair tarafından en baba şair olarak görülen bu adamın tutuklanmaları sırasında bir tren yolculuğunca başından geçen bir olay dikkatimi celbetti.

Ahmed Arif toplumsal konularda yazdığı şiirleri elden ele dolaşan bir şairdir. Devlet henüz halkla barışamadığı için doğuda (sanki şimdi barıştı dediğinizi duyar gibiyim) onların düşüncelerini domdom kurşun gibi kelimelerle efsaneleştirmektedir, şiirleri elden ele dolaşıp bir efsane halinde dillerde tütmektedir. Tabii devlet buna bir şey yapması lazım, sosyal sıfatının bir gereği olarak, bunu tutuklarlar kelle paça. Trende giderken bizimkisi, kompartımanda karşısına bir teyze oturur. Acır bunun haline. Yanındaki jandarmanın da uyumasından fırsat bularak sorar: Suçun neydi oğlum?

Ahmed Arif siyasi tutukludur aslen, ancak üniversitelerdeki siyasi tutuklulardan farkı anlaşılmaz diye çekinmesinden dolayı diyemez siyasi cevabını. "Sevdadandır teyze!" der.

Yıllar sonra, bu adam fikirlerini ve şarkı haline gelecek şiirlerini daha serbest biçimde ifade şansı bulunca bununla yapılan bir röportajda anlatır bunu ve ekler: "E çok da yanlış değil hani, biz de memleket sevdalılarındanız!"

Şimdi benim buraya kadar olan kısımla bir sorunum yok, gerisi biraz problemli. Bu ülkede ülkesini sevmeyen, en azından ülkesinin kötülüğünü isteyen bir zümre pek yok zaten. Kime sorsan ülkesini sevdiği için benzer düşüncede olmayan ona sinkaflı bir mim koymuş, kime sorsan ülke onun sevdiği gibi sevilir.

Güneşi Gördüm, Nefes! Vatan Sağolsun gibi son dönem bizim sinemamızda da örneklerine rastladığımız bu konu hakkında dünyadaki yansımalar ise bildiğiniz ideoloji yarışlarında sürdürülüyor. Büyük resimde ülke sevmek değil de, insan sevmek oluyor, insanın iyiliği için komunist, kapitalist, sosyalist, feminist, faşist ve daha bir sürü ist olunuyor. Bu işin büyük veya küçük resimde size sunabileceğim bir orta yolu yok. Hatta Okan Bayülgen bile memleket sevdalısı olur kendisine sorsak o geceyarısı programlarıyla. Bir dava edinmek böylesine ayağa düştü.

Geniş Aile'den efsane olacak kalibrede bir karakter olan Ulvi'nin süper sözüyle olaya çeşni katalım: Hani kardeştik?

Ülkesinin mevcut halinden memnun olmadığı için, Çikita veya Dole sponsorluğunda bir Türkiye Cumhuriyeti'ni gelecek satırlarda okuyan birileri için aksiyona girmek, kendi düşündüğü tarzda ifadelerde bulunmak o kadar olağan ki, anlatsam bu yazı saçma olur. Sanat türlü türlü insan içindir.

İnsanları sevmekten, belki biraz daha kendi fikirlerimizi sevmekten buraya yazışlarımız. Anlatamamaktan klavyeler eskittik (a tribute to ahmed arif)
Bir de şiir dinleyin bakalım. Nasıl okuyor adam:)Sinema blogu olduğu için görüntülü bir şey olsun dedik. Afiyet olsun.

1 serzeniş:

Unknown dedi ki...

USTA VİDEO AÇILMADIĞI İÇİN ŞİİRİ DİNLEYEMEDİM AMA.AHMET ARİFİN BU GÜN ETNİK GURUPLARI KÖRÜKLEYENLERİN
AKSİNE TAVUKLARIMIZ BİLE BİRBİRİNE KARIŞMIŞ DEDİĞİNİ DUYAR GİBİYİM.